- Yazan, Olga Ivshina
- Unvan, BBC News, Rusça
Gürcistan ve Moldova, önümüzdeki günlerde iki eski Sovyetler Birliği cumhuriyetinin gelecekte gideceği yönü belirlemesi beklenen seçimlere gidecek. Seçim ise Avrupa ile daha derinlemesine bir entegrasyon ile Rusya’ya daha yakınlaşmak arasında olacak.
Bir yanda Gürcistan’ın başkenti Tiflis’teki Senaki Tiyatrosu’nun kusursuz fotoğrafı, diğer yandaysa Ukrayna’da işgalin ilk haftalarında Rusya tarafından yıkılan ve yüzlerce sivilin öldüğü Mariupol Tiyatrosu’nun enkazı.
Altında ise “Savaşa hayır! Barışı seçin” yazıyor.
İktidardaki Gürcü Rüyası Partisi’nin ülkenin dört bir yanındaki reklam panolarında yer alan bu seçim afişi, 26 Ekim’de yapılacak parlamento seçimlerinden önce sıklıkla görülüyor. Seçim, ülkenin 1991’de Moskova’dan bağımsızlığını kazanmasından bu yanaki en önemli oylamalardan biri olarak değerlendiriliyor.
Seçim afişindeki vurgu, Avrupa ile daha yakın bir entegrasyon isteyen muhalefetin Gürcistan’ı Ukrayna’daki gibi bir savaşa sürükleyeceği yönünde. Son dönemlerde giderek daha fazla Moskova yanlısı bir tutum takınan Gürcü Rüyası’nın ise barışı garantileyeceği söyleniyor.
Muhalifet partileri afişi “utanç verici” diye niteledi ve asıl meselenin Gürcü Rüyası’nın başlıca muhalefet partilerini yasa dışı hale getirme tehditleriyle birlikte Gürcistan’ın demokrasiyi kaybetmesi olduğunu belirtti.
Pazar günü başkanlık seçimleri ve AB üyeliği referandumuna gidecek Moldova da benzer bir seçimle karşı karşıya. Avrupa’ya daha da yakınlaşmak ya da Moskova’yla diyaloğu yeniden inşa etmek.
Moskova yanlısı sosyalistler, Ukrayna ve Romanya arasındaki, Avrupa’nın en yoksul ülkesi Moldova’nın en büyük muhalefet partisi. Moskova yanlısı gruplar AB referandumuna karşı aktif bir kampanya yürütüyor.
Moldova Polisi, Moskova’yı referanduma karşı büyük miktarlarda hara harcayıp, oylamayı etkilemeye çalışmakla suçluyor.
Emniyet Genel Müdürü Viorel Cernautanu, AB’yle daha yakın ilişki girişimlerine darbe vurmak için Kremlin yanlısı adayları destekleyen bir şebekenin 130 binden fazla Moldovalıya rüşvet verdiğini söyledi.
Rusya’yla ilişkiler, 1991’de bağımsızlıklarını kazanmalarından bu yana Gürcistan ve Moldova siyasetinde hayati bir rol oynadı.
Hem Gürcistan hem de Moldova’da Rusya destekli ayrılıkçıların ülkenin belirli kesimlerini kontrol etmesiyle sonuçlanan “dondurulmuş çatışmaları” yaşıyor.
Gürcistan’da 1990’lı yıllardaki savaşlar ve 2008’deki kısa süren savaş ülkenin kuzey ve kuzeybatısında Güney Osetya ve Abhazya’da Rusya destekli cumhuriyetlerin kurulmasıyla sonuçlandı.
Rusya, 1990’daki kısa savaştan sonra Moldova hükümetinden ayrılan ve Rusya yanlısı ayrılıkçılar tarafından yönetilen Transdinyester bölgesinde yaklaşık 1500 asker konuşlandırdı.
Ancak Gürcistan ve Moldova şu anda farklı yönlere gidiyor olabilir.
Yaklaşık 20 yıl süren Avrupa’ya ve Batı’ya yakınlaşmanın ardınan, Gürcistan’a Aralık 2023’te AB’ye aday ülke statüsü verildi. Ancak süreç, Gürcü Rüyası’nın Haziran ayında büyük tepki çeken “yabancı ajanlar” yasasının geçirilmesinden sonra Temmuz ayında durdu.
Yasa, ülke dışından fon alan medya ve sivil toplum kuruluşlarının yabancı bir gücün çıkarına hareket eden kurumlar olarak kaydedilmesini gerektiriyor. Karşıtları, yasanın Rusya’da muhalefetin ezilmesi için kullanılan yasadan ilham aldığını söylüyor.
AB, yasanın Avrupa değerleriyle uyumlu olmadığı uyarısı yaptı ve ABD bazı Gürcü yetkililere yaptırımlar getirdi. Ülkeyle ilişkilerin de yeniden değerlendirildiği belirtildi.
Gürcü Rüyası ayrıca, anayasal çoğunluğu elde etmeleri halinde, ana muhalefet partisi Birleşik Ulusal Hareket ve bağlantılı partileri yasa dışı hale getirme niyetini duyurdu. Birçok kişi, bunun ülkedeki demokrasinin sonunu getirebileceğinden korkuyor.
Gürcü Rüyasi keskin bir siyasi dönüş yaptı. İlk olarak 12 yıl önce bir koalisyonun parçası olarak seçilmişti ve 2016’ta parti tek başına iktidara geldi. Avrupa’yla daha yakın ilişkiler vaat eden, ortanın solundaki bir partiden, Rusya’yla ilişkileri derinleştiren ve giderek Batılı değerlere karşı çıkan ve Avrupa’ya şüpheyle bakan bir siyasi harekete dönüştü.
Siyasi yöndeki bu değişiklik, başını Gürcü Rüyası’nın milyarder kurucusu Bidzina İvanişvili’nin çektiği Gürcistan’daki küçük bir elitin siyasi ve ekonomik çıkarlarından kaynaklanıyor gibi görünüyor. İvanişvili, servetini Rusya’da kazanmıştı ve Rus seçkinlerle yakın ilişkileri olduğu biliniyor.
Moldova ise tersine, Rusya’nın ülkedeki nüfuzunu koruma girişimlerine karşı, birkaç yılda Batı yanlısı bir ülkeye dönüştü.
2020’deki son cumhurbaşkanlığı oylamasında, seçmenler Rusya destekli cumhurbaşkanı İgor Dodon’un yerine, Avrupa yanlısı eski Dünya Bankası ekonomisti Maia Sandu’yu tercih etti.
Referandumda AB’ye katılma kararı çıksa da, Moldova bu amaca ulaşmak için çeşitli reformların uygulanması gereken uzun ve zorlu bir yolculukla karşı karşıya. Sandu buna rağmen ülkeyi AB üyeliği yoluna soktu.
Sandu’nun da Rusya’ya yaklaşımı değişti.
Rusya’yla iki ülkenin yararına, saygılı bir ilişkiyi savunsa da, bu tutum Ukrayna’nın 2022’de işgal edilmesiyle farklılaştı.
Rusya’nın işgaline şidetle karşı çıktı ve sık sık Rusya’nın Moskova’nın ülkesinin “iç işlerine karışmasını” kınadı.
Gürcistan, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğini söylese de, Kiev ve Batılı ülkelerle sık sık diplomatik tartışmalar yaşadı ve Rusya’yla ekonomik ilişkilerini derinleştirdi.
Gürcü Rüyası ayrıca, sık sık muhalefeti ve Batılı ülkelei Gürcistan’ı Ukrayna’daki savaşa sürüklemeye çalışmakla suçladı.
Kamuoyu yoklamaları ne söylüyor?
Moldova’daki son kamuoyu yoklamalarına göre Sandu cumhurbaşkanlığı seçimi yarışını önde götürüyor. Referandumda AB’ye katılmaya “evet diyenler de çoğunlukta.
Ancak Moldova toplumunda Rusya’ya bir ölçüde destek var.
İki ülke Ortodoks Hristiyan inancı ve tarihle birbirin ebağlı. Buna 2. Dünya Savaşı’ndaki Sovyet zaferi de dahil.
Beklenenden daha zayıf bir galibiyet Sandu ‘nun merkez sağcı Hareket ve Dayanışma Partisini, gelecek yılki parlamento seçimleri öncesi sallantılı bir konuma sokabilir.
AB referandumundan çıkabilecek “hayır” oyu da siyasi şöhretine büyük bir darbe vurabilir.
Gürcü Rüyası’nın bölünmüş ve asıl olarak Batı yanlısı muhalefete karşı kazanması bekleniyro.
Ancak anketler, sürekli olarak Gürcü toplumunda çoğunluğun Batı odaklı bir dış politika görmek istediğini ve Rusya’yı da ülkeye yönelik en büyük siyasi ve ekonomik tehdit olarak değerlendirdiklerini gösteriyor.
Bu eğilimler, her iki ülkede de kutuplaşmış ve tahmin edilemez bir seçim atmosferine işaret ediyor.